- Pencere, en iyisi pencere; Geçen kuşları görürsün hiç olmazsa; Dört duvarı göreceğine..
- Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epiyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum...
- Öyle bir yerde olmalıyım ki, Ne karpuz kabuğu gibi, Ne ışık,ne sis,ne buğu gibi... İnsan gibi...
- DELİ EDER İNSANI BU DÜNYA BU GECE, BU YILDIZLAR, BU KOKU.. BU TEPEDEN TIRNAĞA ÇİÇEK AÇMIŞ AĞAÇLAR..
- Kuş Ve Bulut Kuşçu amca! Bizim kuşumuz da var, Ağacımız da. Sen bize bulut ver sade Yüz paralık.
- Bak..! Dünya renkler içinde..! Bu güzel dünya içinde Sevin sevinebilirsen, İnsanlığın haline karşı...
- Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş..! İller, göller, kıtalar aşmak. Ne hoş deniz deniz dolaşmak Düşünceler gibi başıboş...
- Ama gene de, Gene de güzel günler geçirebilirim, Geçirebilirim bu mavilikte, Suda yüzen karpuz kabuğundan farksız, Ağacın gökyüzüne vuran aksinden, Buğudan, sisten, ışıktan, kokudan...
- Biliyorum, kolay değil yaşamak Ama işte bir ölünün Hala yatağı sıcak birinin Saati işliyor kolunda. Yaşamak kolay değil ya kardeşler Ölmek de kolay değil; Kolay değil bu dünyadan ayrılmak...
- Bilmem nasıl anlatsam..? Nasıl nasıl size derdimi Bir dert ki yürekler acısı Bir dert ki düşman başına Gönül yarası desem, değil Ekmek parası desem...Değil Bir dert ki dayanılır şey değil