- Her şeyi duyuyoruz, hiçbir şeyi bilemiyoruz Olric. Bu duvarlar arasında kapandık kaldık. Savaş diyorlar, öldüler diyorlar, halk diyorlar. Ne biçim şeyler bunlar? Rivayetler dolaşıyor, sözler geliyor kulağıma. Hep, bir yerlerde bir şeyler oluyor, biz bilemiyoruz Olric. Her anlatıyorlar, söylüyorlar, naklediyorlar. Bir gün hiç beklemediğim bir sırada, kapı bir tekmeyle açılacak; tanımadığım insanlar dolacak içeriye.
- -Bu masalı yürütecek miyiz olric? -Evet efendimiz. Dünyada bir tane kahraman bulunmali
- Sabahları uyandığıma sevinemiyorum. Gecenin sıkıntısı, öğleye kadar sürdüğü için, sabahın verdiği diriliği yaşayamıyorum. Öğleden sonra da akşamın hüznü çöküyor.
- Bazen ne yaparsan yap yaranamıyorsun. Ve yaranamadıkça yaralanıyorsun. ((Oğuz Atay))
- Yatağa uzandı, ülkesini ve çocukları düşündü. Bu ülkede çocuklara yer yok. Başka ülkelerde varmış, her tarafı yeşil ülkelerde. Biz, büyük bir sabırsızlıkla çocukların büyümelerini bekliyoruz. Onların kafalarına vuruyoruz, adam olmaları için.Seniyezitseni olarak görüyoruz onları. Kafalarını tıraş ediyoruz çabuk büyüsünler diye. Benim içimdeki çocuk büyümedi. (Yirmiüçnisanda onu da bir saatlik başbakan yapsalardı belki büyürdü. Hayır, büyümezdi. ) Yıllardır taşıyorum içimdeki çocuğu; yaşamadığı için büyümedi hiç, amcası. (Syf 114)
- Gerçekten kötüyüm albayım. Üstelik kötü oyunlar yazıyorum. ALBAY (Başını önüne eğer): Facia! (Daha iyisi olabilirdi albayım) BİLGE: Seni anlıyorum Hilmet, diyebilirdi. HİKMET: Seni seviyorum Bilge, diyebilseydi. (Syf 120)
- Uyumayı unuttum, yıkanmayı, kedilerimi sevmeyi, yemek yemeyi de... Zaten mutfak leş gibi! İzmaritlerle dolu tabaklar. Saçlarımı kazıttım... Kimseyle konuşacak bir şeyim kalmadı, bekliyorum... Düşlemeyi bıraktım artık. Bağırmayı da. Ağlamayı da bıraktım. Sigarayı bırakamadım! Okumayı bıraktım. Düşünmeyi bırakamadım...
- İnsanlardan kaçıyorudum Bilge, sonunda onlarsız yapamayacağımı anladım: Senden başlıyorum. (Syf 135)
- "Nasıl yaşıyorsun? Ne yapıyorsun?" "Pek yaşıyorum sayılmaz. 'Yaşamak' sözüyle 'geçinmek' ya da 'çalışmak' gibi uzak meseleleri soruyorsan cevabı kolay: Çalışmıyorum ve ufak bir gelirle yaşıyorum. (Syf 138)
- Bütün sorunlar, akıl ve zor yoluyla çözülebilir ancak. (Syf 138)