Yükselişin son noktası aynı zamanda düşüşün başlangıcıydı.
Lâkin bitimli olmanın hükmü yaratılmış olan her şey için geçerliydi ki Yaratıcı'nın sonsuzluğu ile yaratılanın sonluluğu arasındaki fark anlaşılsındı.
Duasız zafer olmazdı. Dua mucizeye inanmaktı.
Bilirdim sağa sola koştururken, alnımdan sakalıma süzülen bir yağmur damlasını silerken, bahçemde açmış bir gülü koklarken, hatt-ı hümayun altına imza atarken kaldırdığım elin benim elim olmadığını.
.. ne kadar karanlık görmüşüm ki bir göz aydınlığı dileyeyim Rabbimden?
Değil mi ki neticede hepimizin bir namazlık saltanatı, bir seccade çapında safı vardı. Değil mi ki hepimizi ancak kendisine ait bir mezar beklerdi ve iç kubbesine necef taşları serpilmiş bir türbede yatan cihan padişahıyla taşı kırılmış ve çoktan kaybolmuş bir mezarda yatan isimsiz yeniçerinin hesabını tartacak olan aynı bir terazi vardı.
Yitirdim zannedip de bulanlarla buldum zannedip yitirenler arasında nerede durduğumu artık merak etmedim.
?Ama giysileri de vardı, yani insandı?
Çünkü her göze alış bir feda içeriyor.
Keşke sizin olmayan hayatları yaşamaya hakkınız olsaydı.
Cem Mumcu
Yevgeni İvanoviç Zamyatin
Jostein Gaarder
Italo Svevo
Marc Levy
Ökkeş Şendiller
Glenn Meade
Richard Dawkins
Truman Capote
Erich Fromm