Yaşama dönmek için ölümün kıyısına gelmesi gerekmişti.
Hayallerimde bile sana söyleyemediğim şeyleri yazacağım şimdi , Siz yerine Sen gibi ...
Birilerinin mucizesi olmak lazım ? -Nazan BEKİROĞLU
"Siz" dedi Hacıbey. "İnsanları Türk, Kürt, Ermeni, Sırp, Yunan, Rum... Nasıl birbirinden ayırıyorsunuz? Takvaca üstün olanın rn hayırlı olduğunu, Yaradan nezdinde Arap'ın Arnavut'a, Türk'ün Acem'e bir üstünlüğü olmadığını bilmiyor musunuz?"
"Siz" dedi Hacıbey. "İnsanları Türk, Kürt, Ermeni, Sırp, Yunan, Rum... Nasıl birbirinden ayırıyorsunuz? Takvaca üstün olanın en hayırlı olduğunu, Yaradan nezdinde Arap'ın Arnavut'a, Türk'ün Acem'e bir üstünlüğü olmadığını bilmiyor musunuz? "
Mektup yazmayı bilmeyenlerin acıları ebedidir.
Bir şiir yazabilseydi Mecnun. Bir tek şiir. Adı Mecnun kalmazdı o zaman. Varlık kazanırdı. Oysa şimdi "ancak adı var."
Şairler fazla heveslenmemeli bu yüzden. Bunca şair -bol sözcük, çokça hüner, çokça heves ve az biraz yangın- hepsi "Mecnun gibi" sevdalı olmayı, Mecnun olma şansını sevdayı bir şuurun süzgecinden geçmeyi başardıkları anda kaybederken. O, her şeyden habersiz. Her birine yabancı. Kendi cinnet vadisinde sadece kendisi. Şükür ki rakipsiz durmaktadır.
Yusuf,dedi Züleyha, sana, gel kaderim ol, demem O kadar ki, güldeki sevda, çöldeki ateş, denizdeki su kadar kadersin bana Bak alnına, iki kaşının ortasına Orada benim mührüm var Alnımın yazısı olduğun kadar, alnına da yazıyım
Sanığı da savcısı da yargıcı da sen olan bir mahkemede yargılayıp durdun kendini defalarca
Maksim Gorki
Vladimir Bartol
Doğu Perinçek
Albert Camus
Nermi Uygur
Ziya Gökalp
Mahmut Esat Bozkurt
İbrahim Tenekeci
Richelle Mead
Mustafa Kutlu