- Ruh, nasıl da değişken duygular içersinde
- Sen, yeri göklerde olan, Tüm sancıları ve acıları sağaltan, Ve katmerli kederlere boğulmuş olana Katmerli bir canlanışı bağışlayan, Bilsen nasıl da yorgunum sürüklenmekten! Neye yarar acı ve haz bundan sonra? Ey tatlı huzur, Gel, evet, gel de yerleş artık bağrıma!
- Yarat, ey sanatçı! Konuşma! Bir soluk olsun şiirin yalnızca!
- Onun duygularını farkında olarak ben beslemedim mi?
- Eğer insanlar zihinlerinde hep geçmiş acıları canlandırmasalar (fakat niye böyledirler, Tanrı bilir), evet hallerinden memnun olacaklarına geçmişin hesabına sürekli sıkıntılarını tazelemeseler kuşkusuz şimdiki gibi acı duymazlardı.
- ?Ah, ne olurdu, bu hissettiklerini ifade edebilseydin! Şimdi bu kadar biteklikle, bu sıcaklıkla içinde çağlayıp coşan canlılığı bir kağıda resmedebilseydin! O kadar ki kağıt senin ruhunun bir yansıması olsun, gerçekten senin ruhun da engin, yüce bir varlığın yansıması olmuştur!..? Ama dostum, çırpınmak bir şeye yarar mı?.. Ben içimden yükselen bu ürpermelerin sarsıntısıyla eziliyorum, bunu hissediyorum?
- İnsanların birbiriyle didişmeleri benim canımı epeyce sıkan bir konudur. Ama bundan daha çok üzüldüğüm bir şey varsa o da şudur: Kalplerinin eğlenceye karşı açık olması gereken gençler, körpeler, o yeniden ele geçmez gençlik günlerini ahmakça dertlendirir, vakit geçtikten sonra da anlamsızca dövünürler. Ben işte buna üzülürüm.
- Hayır, ben yanılmıyorum! Onun kara gözlerinde bana ve benim yazgıma içten sadakatini gösteren bir anlam okuyorum.
- Ah, bilmiyor, anlamıyor! Ne acemi, ne günahsız şey Tanrı?m! Ruhunun bu lekesizliği en küçük ilgisizliğin bende neden olduğu kargaşayı anlamasına mani oluyor.
- Bu dünyada her işin ucunda bir zırvalık bulunur. Ve başkalarına yaranmak, varsıllaşmak, ünlenmek uğruna ölesiye çalışan bir kimse de bence kesinlikle budaladır.