Onunla mutlu olabileceğine inanıyordu, artık bi araya gelmeleri imkansız göründüğü halde.
"Geçmişin sadece hatırlamaktan zevk aldığınız kadarını düşünün."
"Samimiyet numarası yapmak yeterince yaygın... her yerde görüyorsun. Ama gösterişsiz, plansız şekilde içten olmak... herkesin karakterinin iyi yanını alıp daha da iyi yapmak ve kötü yanından bahsetmemek... sadece sana has."
Ne çektiğimi kimse bilmez. Bu hep böyledir. Şikayet etmeyene acımazlar.
Samimiyeti pekiştiren zaman veya fırsatlar değil, sadece mizacimizdir. Kimi insanlar için birbirini tanımaya yedi yıl yetmezken, kimi insanlar için yedi gün fazladır.
Okumak kadar tatlı bir şey yok! Diğer her şey insanı kitaptan daha çabuk yoruyor. Bir gün kendi evim olur da mükemmel bir kütüphanem olmazsa vay halime!
Hiçbir şey beni istemediğim bir şeyi yapmak kadar yormaz.
Onun sevgisini kıskanıyordu, sevgisini hissetmeyi artık umut etmese de. Ondan haber almak istiyordu, ona ulaşmanın hiçbir imkanı olmadığı halde. Onunla mutlu olabileceğine inanıyordu, artık bir araya gelmeleri imkansız göründüğü halde.
Gerçekten sevdiğim çok az insan var; hele ki hakkında iyi şeyler düşündüğüm insanların sayısı daha da az. Dünyayı ne kadar iyi tanırsam hoşnutsuzluğum o kadar artıyor. Her geçen gün, insanların kişiliklerinin tutarsız olduğuna ve görünüşe ne kadar az güvenebileceğime dair inancımı pekiştiriyor.
Okumak gibisi var mı? İnsan kitap okumanın dışında, her şeyden kolayca bıkabiliyor! Kendi evim olduğunda zenin bir kütüphaneye sahip olmazsam, çok mutsuz olacağım doğrusu.
Honore de Balzac (Honoré de Balzac)
Jerome David Salinger
Maksim Gorki
Rainer Maria Rilke
Pınar Çekirge
Virginia Woolf
Necib Mahfuz
Sunay Akın
John Hart
John Katzenbach