Gerek milliyetçilerin, gerek materyalistlerin
üzerinde çalıştıkları mevzu cemiyet olduğundan,
önce sosyoloji ilminin bu husustaki görüşlerini ele
almak icap edecektir. Sosyoloji bilginleri arasında
cemiyet - uzviyet münasebeti meselesi başlıca mevzulardan
biridir. Çünkü, cemiyetin fonksiyon ve çalış
ma tarzı bakımından insana benzetilmesi tabii sayılmıştır.
İnsan nasıl fiziki teşekkülat itibariyle bir
bütün ve vücut organlarının biribirini destekleyici ve
tamamlayıcı faaliyetleriyle bir ahenk teşkil etmekte
ise, cemiyet de fertlerden meydana gelen dış yapısı,
his, akıl, muhakeme, hafıza mahsulü olan ve "kültür"
sözü ile ifade edilen manevi faaliyetleriyle ahemli
bir bütündür. insanın el, ayak, kalb, dimağ v.b.
gibi uzuvlarına karşılık cemiyetin de dil, tarih, ede·
biyat, san'at, fikir, felsefe adlı organları vardır. Nasıl
bir insan, uzuvlarının wnumi hey'etiyle diğer
insanlardan farklı ise, bir cemiyet de kendine mahsus
olan dil, tarih, san'at v.b. den kurulu içtimai
unsurlarıyla diğer cemiyetlerden ayrılır ve her cemiyette
bu sosyal unsurların topalmı "milli kültür''
dediğimiz manevi faaliyetler birliğini meydana getirir.
Bir vücudun büyüyüp serpilmesi için beslenme
ve bakım gerekir. Bunun gibi, cemiyetin ilerleyip
yükselmesi de milli kültür unsurlarının, anlaşma ve
uzlaşma halinde ve birbirini ikmal eder şekilde geliştirilmesine
bağlıdır.