- Eğer bana merhamet göstermek isterseniz, eğer beni tesellisiz, umutsuz bir halde, tek başıma kaderime bırakmak istemezseniz, eğer beni şimdi sevdiğiniz gibi, hep sevmek isterseniz, yemin ederim ki minnettar olurum. Aşkım sonunda sizin aşkınıza layık olacaktır. Şimdi elimi tutacak mısınız?
- Yürürken bir yandan da şarkı mırıldanıyordum, çünkü mutlu olduğum zamanlar kendi kendime bir şeyler mırıldanırdım. Hiçbir dostu, arkadaşı olmayan, sevinçli anlarında sevincini kimselerle bölüşemeyen herkes de aynı şeyi yapmaz mı?
- Ben hayalcinin biriyim; hayatımda yaşanmış olaylar o kadar az, birlikte geçirdiğimiz şu dakikalar o kadar az rastlanan türden ki, hayalimde bu anları tekrarlamamak elimde değil. Sizi bütün bir gece, bütün bir hafta, bütün bir yıl düşleyeceğim.
- Her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık.
- Yüce Tanrım, sevinç ve mutluluk insanı ne kadar güzelleştirir, insan yüreği sevinçten nasıl da coşarmış!
- Her zaman öyle değil midir? Mutsuz olduğumuz zamanlar başkalarının mutsuzluğunu daha bir derinden duymaz mıyız?
- Bakın işte, gözyaşlarım akıyor, Nastenka. Bırakın aksın, kimseye bir zararı var mı? Nasıl olsa kurur...
- Bir de bakarsınız, asıl amaç uçup gitmiş, sebepler toz olmuştur; suçlu ele geçmemektedir, aşağılanma aşağılanmadan çıkıp diş ağrısı cinsinden kaderin cilvesi haline gelmiştir. Yapacağın tek şey kalıyor, o da duvarı daha sert yumruklamak.
- Pederlerim ve hocalarım , bazen, "Cehennem nedir ?" diye düşündüğüm olur. Bence cehennem, sevememekten doğan bir acıdır. syf 430
- Kardeşlerim sevgi eğitici bir güçtür, ancak elde edilmesi zor, aşırı çaba isteyen bir iştir. Çünkü belirli bir an için değil sonuna kadar sevebilmek gerekir... (syf 427)