- Sımsıkı sarıldı. Tozlu bir roman gibi kokuyordu. Giriş yazısını okuduğum bu roman, beni kimbilir nerelere götürecekti?
- Babamın suratını bile tam olarak hatırlamıyorum. Battaniyelerle bağlanmış ellerini ve ayaklarını hatırlıyorum sadece.
- İnsanın içine korku salan bakışları vardı ama o bakışların rengi bir türlü aklıma gelmiyor.
- Beyaz kabuklarının altında yara gibi gözüken kiremitlerle örtülü binanın bir yerlerinde babam, ilaçlarla unutulmuştu.
- Artık dünyada yaşayan mülteci bir ruh değil. Özgürlüğün ne demek olduğunu biliyordur. Sağcı yok, solcu yok, dindar yok, ateist yok, sınır çizgileri yok, ateşli silahlar, ışıksız siyahlar yok. İnsan var, bitki taşan topraklar var, aydınlık var.
- Bu dünyada var olmuş tüm zamanları gezeceğim. Sessizce, yapılmış tüm müzikleri dinleyecek, yazılmış tüm metinleri haykıracağım.
- Ne yazık ki her zaman içimdeki merak, tüm öğütleri yok edecek güçte olmuştur.
- Bu insanların dans stilleri on beş yılda nasıl bu kadar değişti, anlamıyorum. 2014 yılında yaşayan gençlerin dansları ön sevişmeden farksız. Her neyse, 2040 yılında dans etme şansları zaten olmayacak.
- Onlarla birlikte cennete gidip güzel bir hayat yaşayabilirsin. Biz, cehennemde yanan insanlar varken cennette mutlu olamayacak varlıklarız.
- Akıllı cihazların henüz piyasaya sürülmediği bu dünyayı çok özlemişim.