Bazen savaşı kazanmak için geri çekilip muharebede yenik düşmek gerekirdi.

Tehlikeli zamanlarda, harekete geçmemekten daha büyük bir günah yoktur.

Gerçek, sadece ölümün gözlerinden görülebilir.

Kabul etmek ne kadar zor olursa olsun, ben gerçeğin hayranıyım.

Bir kişi nasıl fark yaratabilir ki? Sienna bir kişiyi beslerken yüzlercesi üzgün ifadelerle kendisine bakıyordu. Manila'da altı saat süren trafik sıkışıklığı, boğucu hava kirliliği ve korkunç bir seks ticareti vardı. Seks köleleri genellikle çocuklardı. Aileler en azından karınları doyacağı avuntusuyla çocuklarını seks tacirlerine satıyorlardı. Çocuk fahişeler, dilenciler, kapkaççılar arasında Sienna etkisiz kaldığını hissetti. Her tarafta insanlığın ilkel hayatta kalma içgüdüsüne yenik düştüğünü görüyordu. insanoğlu çaresiz kaldığında... hayvanlaşıyor.
Sienna'nın şiddetli depresyonu geri döndü. Aniden insanoğlunun ne olduğunu anlamıştı; uçurumun kenarında bir türdü. Yanılmışım, diye düşündü. Dünyayı kurtaramam.

İnanın bana, yalnız kalmanın nasıl bir his olduğunu bilirim. Dünyadaki en kötü yalnızlık, yanlış anlaşılmaktan ötürü yalnız bırakılmaktır. İnsanın gerçekle bağlarını koparabilir.

Dövme yapmanın amacı hiçbir zaman güzellik olmamıştı.Asıl amaç DEĞİŞİMDİ.

Hiçbir şey, amacı olan bir dehadan daha yaratıcı... daha yıkıcı değildir.

Şu derslerden yorulmuş beynime çok iyi geldi bu kitap. Sürükleyici hikayesinin yanı sıra ilginç bilgiler de barındırıyor, özellikle de masonlar hakkında. Ayrıca bu kitap bir zamanlar Kurtlar vadisinde izlediğim bazı sahnelerin de anlam kazanmasını sağladı :) uykularımı kaçırdığını söylememe gerek var mı bilmem, o kadar meraklandırıyor yani. Tipik Dan Brown eseri işte. Bu tarz kitaplar seviyorsanız eğer okumadan geçmeyin derim.