- Şakalaşıyor ve o gece oynayacakları oyunları düşünüyorlardı. Ama benim duygularım değişmişti. Benden ya da hayattan bir şeyler eksilmişti sanki, ama hangisi olduğunu bilemiyordum.
- Küçük parti sona erip herkes gittiğinde, annem bana eğlenip eğlenmediğimi sordu. Ona eğlendiğimi söyledim. Yalandı bu çünkü başım çok ağrıyordu. Ama baş ağrısından daha kötüsü, her şeyden kötüsü, o gece uyumak için yatağa yattığımda hissettiğim berbat kalp ağrısıydı.
- Çocukken sakatlığımın bilincine vardığımda acı acı ağlamıştım. Artık ağlamıyordum; gözyaşlarının ferahlatıcılığını bile yaşamıyordum. Bütün acım içimdeydi.
- Daha önce pek fazla okumuyordum. Kitaplar evimizde pek sık görülmezdi. Ekmeğin daha önemli olduğu düşünülürdü. Karnımızı doyurmak zihinlerimizi doyurmaktan daha önemli bir işti.
- Günlerin monotonluğundan kurtulmak için bir yol bulmuştum. Tıpkı bir şişe meyveli gazoz açıp, baloncukların dışarı kaçmasına izin vermek gibiydi bu. Hayatım daha az sıkıcı geliyordu.
- Dışarıdan bakıldığında nasıl görünürsem görüneyim, diğerlerine ne kadar numara yaparsam yapayım, kendime ne kadar yalan söylersem söyleyeyim, sakat olduğum sürece mutlu ve kendimle barışık olamayacağımı çok iyi biliyordum.
- Tıbbi tedavinin yanı sıra güvene ve arkadaşlığa da ihtiyacımız vardı. Bize acı veren sadece kaslarımız ve gövdelerimiz değildi; kimi zaman zihinlerimiz, çarpık kollarımız ve bacaklarımızdan daha çok ilgiye ihtiyaç duyuyordu.
- Çocuk, kendini normal çocuklarla kıyaslayıp zihnine 'farklı' olduğuna dair bir düşünce yerleştirince, bu düşünce onunla birlikte büyüyordu. Bu çocuk, hayata vücudu kadar zarar görmüş bir zihinle bakar hale geliyordu. Hayat, onun için kendi 'sakatlığının' ve kendi duygusal acısının sadece bir yansıması oluyordu.
- Madem dans etmenin zevkini tadamıyordum, yaratmanın büyüsünü yaşayabilirdim.
- "Lourdes'yi ve Mağaraya giderkenki insanları hatırladım ve onlar gibi sabırlı,neşeli,hüzünleriyle barışık,diğer dünyada ödüllendirileceklerine inanıyor olmaya çalıştım.Fakat hiç bir işe yaramadı.Fazlasıyla insancıldım.İçimde bir insan vardı.Efendisinin isteğini seve seve kabul eden bir hizmetçi değil."