- Senin bir havan var beni asıl saran o Onunla daha bir değere biniyor soluk almak..
- Senin bir havan var beni asıl saran o Onunla daha bir değere biniyor soluk almak..
- Yaşayanlar unutmuştu bizi .. Biz öldüğümüzle kalmıştık..
- Sesinde ne var biliyor musun Ev dağınıklığı var İkide bir elini başına götürüp Rüzgarda dağılan yalnızlığını Düzeltiyorsun.
- Hayat uzun değik sevgilim. Guzel geçirmeliyiz. Hayatımızı.
- Peki ya sizin hiç fotoğrafını açıp yüzünün en ince ayrıntısı kadar, incelediğiniz biri oldu mu..?
- ... Birlikte mısralar düşürüyoruz ama iyi ama kötü Boynun diyorum, boynunu benim kadar kimse değerlendiremez Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek. İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar, Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar.. Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar! Bütün kara parçalarında Afrika dahil Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası... Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok. Aklıma kadeh tutuşların geliyor.... Çiçek Pasajında akşamüstleri, Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor, Bütün kara parçalarında.. Afrika hariç değil!!
- Yoksuluz gecelerimiz çok kısa Dört nala sevişmek lazım
- Yoksuluz gecelerimiz çok kısa Dört nala sevişmek lazım
- Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde Sen çıkardın utancını duvara astın Ben masanın üstüne kodum kuralları Her şey işte böyle oldu önce