- Hayat yangın gibidir. Yoldan geçenin unuttuğu alevler, rüzgarın önüne katıp savurduğu küller; işte, bir insan ömrü gelip geçmiştir.
- Artık bütün yolların önümde açılacağını hissediyordum. Tek yapmam gereken, engelleri yok sayarak yürümekti. Düşüşün tohumu işte böyle atılır.
- Aşk ilk günkü gibi kalabilir, heyecan da öyle. Aylar da geçse, yıllar da geçse. Hayat, insana bıkkınlık verecek kadar uzun değildir.
- Denizden komşu, hükümdardan dost olmaz özdeyişini unuttun mu yoksa?
- Zayıflar için, haklı olmak bir suçtur.
- ''Hiçbir şeye şaşırma, hakikatin de insanların da iki yüzü vardır. ''
- "Kitaplarda bir efsane dolaşır.İçinde bulunduğumuz bin yılın başında her biri kendince damgasını vurmuş üç İranlı arkadaştan söz eder bu efsane: Dünyayı gözlemleyen Ömer Hayyam,o dünyayı yöneten Nizamülmülk ve aynı dünyaya dehşet saçan Hasan Sabbah."
- Her gün biri çıkar, başlar, benim ben demeye, Altınları, gümüşleriyle övünmeye. Tam işleri dileği gibi düzene girer, Ecel çıkaverir pusudan: Benim ben, diye -Ömer Hayyam
- "İnsan hem Tanrı,hem Sultan hem de Haşşaşinler tarafından ölüme mahkum edildiğini bile bile incirden tat alabilir miydi?"
- Zamanımıza damgasını vuran manevi bunalım üstüne, kimi zaman ''ayar noktalarının yitimi''nden ya da ''yön yitimi''nden söz ediliyor; pek katılmadığım açıklamalar bunlar, çünkü yitik ayar noktalarının, unutulmuş dayanışmaların ve geçerliliklerini kaybetmiş meşruiyetlerin ''yeniden bulunması'' gerektiğini akla getiriyorlar; kanımca, asıl gereken şey onları ''yeniden bulmak'' değil, yaratmak.