Ölmek öldürmekten daha önemlidir. Kendimizi savunmak için öldürüyor, ama insanları ikna etmek, kazanmak için ölüyoruz. İnsan kazanmak bir amaç kendini savunmak ise sadece bir araçtır.
Tutsaklığın ıstırabını çekmiyorum, yakında gelecek ölümden korkmuyorum. Tek üzüntü kaynağım, ektiğim tohumların filizlendiğini görememek.
Sözler ister iyi, ister kem olsunlar, oklara benzerler; sürüyle atarsın içlerinden biri hedefi vurur. Giderek gönlün dostlarına kapanır, hainler yanına yörene yerleşir, o zaman gücünden ne kalır geriye ?
Bir an sessizlik, bir iç çekişi. Kendini bu temaşaya kaptırıp unutmak her şeyi, yıldızların adlarını saymak teker teker, kalabalıklardan uzakta, güvende olmak.
''Ne diyebilirim ki sana, varlığın sırları saklı senden, benden; bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben. Bizimki perde arkasında dedikodu; bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben!''
Nasıl görünmeliyim ona: İlgili, gururu okşanmış, minnet duyar gibi mi? Çekingen ve kayıtsız mı davranmalıyım yoksa? Uzak ve ulaşılmaz mı kalmalıyım? Yoksa tersine yakın mı görünmeliyim? Nasıl davranırdı onun şiirlerindeki kadın?
"Kitaplarda yer almış bir öyküdür. Üç arkadaştan söz eder. Derler ki: Binli yılların başlarında çağı etkilemiş üç İranlı vardır: Dünyayı gözlemlemiş olan Ömer Hayyam, dünyaya hükmetmiş olan Nizamülmülk ve dünyayı titretmiş olan Hasan Sabbah."
"Her şey bir işaret, bir belirtidir bekleyen kişi için, hayret etmeye, yorumlamaya, uygunluklar, yakınlıklar hayal etmeye hazır kişi için."
"Gören birinden gerçeği saklayabilirsiniz; yalan söylemek, arasıra gereken bir beceridir. Ama gözleri görmeyen birine yalan söylemek; zavallılıktır, alçaklıktır, onursuzluktur."
"Bir kanıt tartışılabilir, bir kör inanç tartışılmaz."
Pucca
Sevgi Soysal
David Safier
Milan Kundera
Sigmund Freud
Max Weber
Ali Fuat Başgil
Salah Birsel
Ahmet Hamdi Tanpınar
Henry Miller