- Bu sefer verecek bir cevabı, bir çözüm önerisi yoktu. Kat'in annesini kaybetmekten öğrendiği bir şey varsa, o da dünyadaki en iyi hırsızın bile zamanı çalamayacağıydı.
(syf. 134) - Ekibi toplamak, genç bir hırsızın hayatında çok önemli bir olaydır. Toplantılar ve telefon görüşmeleri yapılır. Planlar hazırlanır ve bazen de bir kutlama pastası kesilir. Normal ailelerde mezuniyetler vardır. Hırsız ailelerinde ise bu tip şeyler.
(syf. 136) - Henley'deki rehberler her hırsızın bildiği bir ayrıntıyı bilmiyorlardı; eğer bir şeyi kimse tarafından görülmeden yapma imkânınız yoksa yapılacak en iyi şey, bunu herkes size bakarken yapmaktır.
(syf. 146) - Chelovek takma adından daha eski bir kural vardır, en eski yalancının bile inkâr edemeyeceği bir gerçek: dürüst birini dolandıramazsın. Eğer dolandırırsan...
Buna pişman olursun.
(syf. 157) - Bir hırsızın elindeki en önemli silahlardan biri şaşırtma unsurudur.
(syf. 172) - Katarina Bishop bir suçluydu. Ama o güne dek eline hiç silah almamıştı. Kimseye vurmamıştı. O ana kadar birinin canını yakmak nasıl bir şey, bilmiyordu. Hale'in yüzündeki ifadeyi gördüğünde, sözlerini geri almak istedi.
Aynı zamanda bu sözlerin onun canını daha fazla acıtmasını da istedi.
(syf. 181) - Hırsızların anlatmadıkları hikâyeler vardır; meslek sırları. Suçlarla ilgili hikâyeler ya da tekrarlanması utanç verecek hatalar.
(syf. 195) - Bir ekip, ancak en zayıf halkası kadar güçlüydü sonuçta.
(syf. 240)