- Doğruluk duygusu, haklı olmanın verdiği doyum, kendini değerlendirmenin sevinci, bayım, bizi ayakta tutan ya da ilerleten güçlü zembereklerdir. Tersine, insanları bundan yoksun ederseniz, onları ağzı köpüren köpeklere çevirirsiniz.
- Nice suçlar işlenmiştir, yalnızca bunları işleyenler kusurlu olmaya dayanamadıkları için!
- Kimileri, "Sev beni!" diye bağırır, ötekiler "Sevme beni!" diye. Ama en kötü ve en mutsuz olan bir bölümü de, "Sevme beni, yine de sadık kal!" diye.
- Hiç kimse zevklerinde ikiyüzlü olmaz.
- Kısacası, mutlu yaşayabilmem için, seçtiğim varlıkların hiç yaşamamaları gerekliydi. Onların yaşamlarını benim keyfime bağlı kılmak gerekirdi.
- Zenginlik insanı hemen verilecek yargıdan bağışık tutar, sizi metrodaki kalabalıktan ayırıp nikel kaplanmış bir arabaya kapatır, korunaklı geniş park yerlerinde, yataklı vagonlarda, lüks kamaralarda tecrit eder. Zenginlik, aziz dostum, henüz aklanma değildir, ama her zaman hoş karşılanması gereken bir ertelemedir.
- İçtenlik nasıl dostluğun bir koşulu olur? Her ne pahasına olursa olsun, gerçek sevgisi hiçbir şeyi kollamayan ve hiçbir şeyin kendisine direnemeyeceği bir tutkudur. Bir kusurdur o, bazen bir konfordur ya da bir bencilliktir.
- Kısacası, biz hem suçlu olmaktan çıkmayı, hem de kendimizi arıtmak için çaba göstermemeyi isteriz. Yeterli hayasızlık da yoktur, yeterli erdem de yoktur. Ne kötülük, ne de iyilik enerjisine sahibizdir.
- Gerçekten de, gülünç bir korku peşimi bırakmıyordu: İnsan, tüm yalanlarını itiraf etmeden ölemezdi. Tanrı'ya ya da temsilcilerinden birine değil, bunun üzerindeydim ben anlayacağınız gibi. Hayır, yalanı insanlara, bir dosta ya da örneğin sevilen bir kadına itiraf etmek söz konusuydu. Aksi halde, bir yaşamda saklı kalmış bir tek yalan oldu mu, ölüm bunu kesinleştirirdi. Hiç kimse bu konuda hiçbir zaman doğruyu bilemezdi, çünkü doğruyu bilen tek kişi, sırrının üzerine yatan ölünün kendisiydi.
- Bazen bir şeyin içyüzü, yalan söyleyende doğru söyleyenden daha iyi belli eder kendini. Doğru, ışık gibi kör eder. Yalansa, tersine, her nesneyi değerlendiren güzel bir alacakaranlıktır.