- De bana, budala mıyım yoksa zekâ zehriyle belâda mı?
- Nedense aklıma hep ölüm geliyor. Böyle ne kırık ne de anlaşılmamış gitmek istemiyorum.
- Dostluğumuz ki korkunçtu. Ve yaşanmaya değer..
- Cihan insanları içinde , en güzel , en iyi ve en namuslu sensin. Buna inan . Ahmet Arif , böyle söyler ... Doğrudur... Haktır... Layıktır...
- Belki eminim ki ayrılık veya uzak oluş mühim değil de asıl onu düşünmek ve bir daha hiç dönülmeyeceğini ve geride kalanları insanın bir daha göremeyeceğini düşünmesi çok feci bir şey .
- Çok öskedim seni. Öskedim, bizim doğu dialektinde özledim demektir. Neyini, nereni, hangi halini desem ki? Sesini öskedim örneğin. Yüzünü, şeytan çocuk gülüşünü, öfkeni, yeryüzünü ve kaskatı canımı ısıtan varlığını. Şükür varsın.
- Sen nasılsın canım? Elin, yüzün, havan bıraktığım gibi mi? Korkunç öskemişem seni. Bu o kadar gerçek, o kadar elle tutulur bir duygu ki, yaşaması değme yiğidin harcı değil, sana minnettarım.
- Dostluk, avcumuza sıcacık bir kuş gibi konmuş bir kere. Ama bunda benim yüküm daha ağırmış ne çıkar? Ya ben bundan hoşnutsam? Ya senin sadece var olman bile beni saadetten çıldırtacak tatta bir gerçekse?
- Yalancısın da . Kurban olayım o huyuna. Kendin Üzgün , bezginken, bana öyle görünmezsin.
- En güzeli , en kestirmesi seni olduğun gibi yaşamak oysa.