- Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamlardan, Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini...
- Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu. Hani, kurşun sıksan geçmez geceden, Anlatamam, nasıl ıssız, karanlık... Ve zehir - zıkkım cıgaram. Gene bir cehennem var yastığımda, Gel artık...
- Sus, kimseler duymasın, Duymasın, ölürüm ha. Aymışam yarı gece, Seni bulmuşam sonra. Seni, kaburgamın altın parçası. Seni, dişlerinde elma kokusu. Bir daha hangi ana doğurur bizi?
- Ölüm bu, Fıkara ölümü Geldim, geliyorum demez. Ya bir kuşluk vakti, ya akşam üstü, Ya da seher, mahmurlukta, Bakarsın, olmuş olacak. Bir hastan vardı umutsuz, Hasreti uykularda, Hasreti soğuk sularda. Gayrı, iki korku çiçeğidir gözleri, İki mavi, kocaman korku çiçeği, Açar, derin kuyularda...
- Kimsenin karnında açlığı, ayağında yalınlığı ve sırtında çıplaklığı kalmasın diye, ömrümüzden bir parça vermek hepsi bu?
- Mağlup mu desem, mahçup mu? Ama ikiside değil, Ben garip, sen güzel, dünya mutlu... Öyle tuhafım bu akşamüstü, Sevgilim, Canavar götürür gibi İki yanım, iki süngü...
- ayrılık ve zaman bende sana ait hiç bir ânı öldüremiyor,silemiyor.
- "Ve sen geçersin içimden. Bitmek bilmezsin..."
- "Sen tek başına, cihanın bütün haksız, canavarca düzenine karşı beni ayakta tutabiliyorsun."
- Gelgelelim Beter, bize kısmetimiş. Ölüm, böyle altı okka koymaz adama, Susmak ve beklemek, müthiş Genciz, namlu gibi, Ve çatal yürek, Barışa, bayrama hasret Uykulara, derin, kaygısız, rahat, Otuziki dişimizle gülmeğe, Doyasıya sevişmeğe, yemeğe... Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri, Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret Ve asıl biz biliriz kederi.