Bir kere ekmek karnelerimizin rengi ayrı. Biz sizinle arkadaş olamayız.
Büyümemiş çocuk gülüşünü bazı küçük duraklara saklar o.
Hoş, cenazelerin başında da " kalan sağlar bizimdir " diye avunurduk hep.Kalan sağlara sevinmek.Her zaman sevinecek bir şey bulmak...Artık sevinecek bir şey bulmak istemiyordum demek.Geleceğe inanmakla Pollyannacılık arasındaki çizgiyi kesinlikle ayırmak...
Üstünde en çok ne yanı seçeceğini bilememenin yorgunluğu var.
Deftere geçirilerek anımsanan şeylerden bir hayır gelirmiş gibi.
"Bütün o kargaşaya, çırpınmalara, bütün o can derdine düşmüşlüğe, bencilliklere; gelmişle geçmişin kıyasıya vuruşmasına; soranla susanın, duranla koşanın üstüste düşmesine; hem içiçeliğin, hem dışta kalmanın acı biber tadına uzak durma."
"...Ama titredikçe ölmemiş olduğumu anlıyorum..."
"İnsan krepon kağıdından kanatlar takınca kelebek olduğuna inanır. Koyun postunda koyun, kurt postunda kurt... Ülkü de giydirilebilir üstünüze ve Etlik tepeleri dağ görünür gözünüze."
"...Şimdi de kendimi tutmasam ağlayacağım fakat artık uzun pantolon giyiyorum..."
"...Bir ara umudumu yitirmiştim. Hiç ölemeyeceğimi sanmıştım. Her şeyin ötesinde bir turşu özlemi. Ölüm belki de budur."
Carlos Ruiz Zafon
John Berger
Samuel Beckett
Judith McNaught
Nazan Bekiroğlu
Bobby Henderson
Pınar Çekirge
Erol Çelik
Metin Eloğlu
Doğu Perinçek