- Bana çılgın diyorsun, seni sevdiğim için. yanılıyorsun, sevmek çılgınlık değil. sevmek insan tarafımızı bulmamızdır bence. biraz da yaklaşmamızdır tanrıya zaman zaman. Dünyada sevmeyenlere, sevemeyenlere acımalı. o ot gelip, ot gidenlere acımalı. sevebilen insan kendini keşfetmiş insandır. talihli insandır. çektiği bütün acılara rağmen; mutlu, kıvançlı insandır o. Aşktır yücelten bizi ve derinliğimiz aşktandır. gerisi boş, yalan. aşksa, sevmektir. durmadan, nefes alırcasına sevmektir. sevmekle sevilmek ayrı şeyler...sevilmeyi çoğaltmak, ona bir başka şekil vermek, daha da yoğunlaştırmak onu elimizde değil. oysa ki sevgimizi dilediğimiz gibi yoğurabilir, dilediğimiz şekli verebiliriz ona.. derinlikse derinlik, yükseklikse yükseklik, genişlikse genişlik. sevmekte gücümüz var, irademiz var, aklımız var. biz varız sevmekte. sevmek yaratmaktır bir bakıma. sevilmekse yaratılmak.. demek ki biz seninle birbirimizi yaratıyoruz durmadan. sen beni yarattıkça güzelsin işte ve ben seni yarattıkça güçlüyüm, daha bir insanım. Beni sevmeseydin yine bir şey değişmeyecekti benim için. sen biraz eksik kalacaktın biraz sen kaybedecektin. o kadar.. şimdi insanların en güzeliyiz, en iyisiyiz elbette. seviyoruz seviliyoruz. sevgimi anlamadığın ve ona saygı göstermediğin anda ölebilirim. karşılık vermediğin anda değil. Birbirimizi yeniden yaratmaya devam edelim...8. MEKTUP
- Özleme bir diyeceğim yok. o kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası. o nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı. o tek güzel yönü bekleyişlerimizin. insanlığımız özleyişlerimizle alımlı, yaşantımız özlemlerle güzel. özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin. bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem. bir ışığı var. bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz. verdiğin bütün acılara dayanıyorsam; seni özlediğim içindir. beklemenin korkunç zehiri öldürmüyorsa beni; seni özlediğim içindir. yaşıyorsam; içimde umut varsa, yine seni özlediğim içindir. Seni bunca özlemesem; bunca sevmezdim ki! 5.MEKTUP
- Senin o güzel gözlerin bende yalnız seni görüyor. Seviyorsan beni seviyorsun, beni istiyorsun benden. Oysaki ben sende bütün insanlığı, güzelliği seviyorum. Al gözlerimi de kendine bir benim gözlerimle bak. Gör, ne kadar erişilmez, ne kadar yüce olduğunu. ...10. MEKTUP
- İşte o zaman beni düşüneceksin, çektiklerimi, senin için katlandığım şeyleri düşüneceksin. bulutlar dağılacak. seni nasıl sevdiğimi, nasıl yüceleştirdiğimi, nasıl erişilmez ışık haline getirdiğimi birer birer anlayacaksın. Onun için beni affet demeyeceğim sana. er geç anlayacak ve affedeceksin. bunu biliyorum. karşılaşmamız kaderdi belki. ama çektiğimiz çiledir, bizi birbirimize yaklaştıran, o korkunç ümitsizlik, büyük çaresizliklerdir. acılarımızı yitirmeyelim.. 13. MEKTUP
- Şimdi sendeyim, seninleyim, seni yaşıyorum. beni bana bırakma! senden bir parçayım artık, belki de baştanbaşa sen oldum farkında değilsin. beni bana bırakma! sen olduğun için mutluyum. sen olduğum için de. istersen ben olma. hiç benim olma. ama bırakma beni ne olur? beni, bana bırakma! 14. MEKTUP
- Artık aldanmak istemiyorum. beni sevgilerinin ölümsüzlüğüne inandır, korkulardan, şüphelerden kurtar. hiç aldanmamışların o engin iç rahatlığına hasretim. ayıkla, arıt beni. Bütün insanlar aldanıyormuş, sürekli bir aldanmaymış yaşamak... ne çıkar? ben artık aldanmak istemiyorum ya! sen ona bak... onun için seni erişemeyeceğin bir yere çıkarmayacağım, olduğun gibi seviyorum seni. olmanı istediğim gibi değil! hiç olamayacağın gibi değil. neredeysen orada dur. nasılsan öyle kal. bütün mevsimleri bir günde, bütün yılları bir mevsimde yaşamaya razıyım seninle. yanımda olduğun zamanlar nasıl apaydınlık oluyorum, nasıl içim huzurla doluyor, görüyor musun? 16.MEKTUP
- Yıkılışım da sevgim kadar büyüktür benim. bırak kalbimden ses veren bütün teller ben yaşadıkça sana inanmayı söylesin. sana kayıtsız şartsız inanmak olsun; bütün kazancım yaşamaktan. o zaman her şeye katlanırım. korkulardan, endişelerden uzakta her saniye yaşadığımı bilirim. çaresizlikler beni korkutmaz. şu aşağılık dünyanın hiçbir acısı seni sevmeyi unutturamaz bana artık... 16.MEKTUP
- İnanmak; seni düşündükçe söylediğim bir şarkı olmalı dudaklarımda. inanmak; gökyüzünün en karanlık zamanında bile görebileceğim bir yıldız olmalı. dağlardan, denizlerden esen serin rüzgarlar gibi, senden gelen bir şey olmalı inanmak. kimi gün kalem olmalı parmaklarımda, kimi gün kulağımda musiki, gözlerimde ışık olmalı. içtiğim suda, yediğim ekmekte sana tüm inanmanın tadını duymalıyım. her sabah ilk ışık sana inanarak yaşadığım mutlu bir gün getirmeli bana. işte o zaman yokluğuna bile dayanabilirim, özlemlerim daha derin bir anlam kazanır. seni beklerken şüphelerin o kahredici zehiriyle, geciktiğin her saniye bir defa ölmem. artık aldanmak istemiyorum. seni aldatmak zevkinden sonuna kadar mahrum edeceğim. beni aldatmanın acısını da sevincini de hiç tattırmayacağım sana. çünkü, aldattığın zaman; yemin ediyorum yeryüzünde olmayacağım. İnanmışlığım ölüme kadar sürsün bırak. zarımı son defa senin için atıyorum.. 16. MEKTUP
- Aydınlık! Sen en güzel aydınlık! Bizi bırakma. Kalplerimizde girmediğin köşe kalmasın. Çek, kurtar bizi insan yaratılışımızın korkunç karanlığından. içimizde, ta derinlerde kükreyen o vahşi hayvanı sustur. Düşüncemizi tırmalayan o kanlı pençelerden kurtar bizi. Unutulmuşların dünyasında biz unutmak istemiyoruz. Hadi sevdiğim sen de aç yüreğini. Dostluğun o ölümsüz ışığı dolsun içine. Saçlarımı okşadığın zaman, annemin eli sanmalıyım ellerini. Dudaklarından yalnız aşkın hazzı değil, dostluğun doyulmaz içkisini de içmeliyim. Bana önce insanlığımı öğret, bana unutmamayı öğret. Seni hiç unutmak istemiyorum. Hadi sevdiğim, sen de aç yüreğini. Bana kendinden bahset. Hep ben ol, durmadan ben ol istiyorum. Dudaklarım kurudu bak! Bir yudum su ver güzelliğinin pınarından. Acıktım dersem iyiliğinle doyur beni. Üşüyorsam; yalnız dostluğunun ateşinde ısınsın ellerim. Benim olma demiyorum. Ama önce ben ol. inan, ben hep senin olacağım, baştanbaşa sen olduğum için. Aşkta kaybettiklerimizi dostlukta tamamlayalım. Gel aydınlık bizi bekliyor... 15.MEKTUP
- Yanımda olmadığın günler, geleceğin güne hazırlıyor beni. Yokluğuna böyle dayanabiliyorum. Karanlıklar içinde her dakika gözlerinin aydınlık bakışlarıyla doluyor içim. Aradığım her şey orada. Cevapsız kalmış bütün soruları gün ışığına çıkarıyor gözlerin. Bekliyorum, geliyorsun. işte diyorum yaşamak bu. Sevmek, seni sevmekten başka bir şey değil. Hiç kimseyi bu kadar özlemle beklemedim. Bu kadar inanmadım hiç kimsenin geleceğine. Onun için bir gün gelmeyeceğinin korkusu kahrediyor beni. Geleceğin mutlu ana yaklaşan her dakika yaşamaktan güzel, geçen her dakika ölümden acı...Fakat gelişin her şeyi unutturuyor. Sıkıntılı öğle sonları günün en yaşamaya değer saatleri oluyor sen gelince. Kızgın bir güneş altında karlı dağ yamaçlarının serinliğini getiriyor ellerin. istiyorum veriyorsun. Verdiklerin bir bakıma iflası oluyor saadet anlayışımın. Böylesine büyük hazların hayal bile edilemediği bir dünya üzerinde özlenecek başka saadetin kalmadığını düşünüyorum. O zaman her şey siliniyor gözlerimden. Sensiz bir yarının değersizliğini, çekilmezliğini daha iyi anlıyorum. Huzur seninle kayboluyor, bütün sevinçler seninle gidiyor, sensiz bir kanlı gömlek gibi giyiyorum üzerime yaşamayı. Yazıyorum, okuyorsun. Kimbilir ne dayanılmaz acılar içindesin sen de? Nasıl her yerini, orada bir sigara söndürülmüşcesine yakan özlemler içindesin. " Mümkün olsa hep yanında kalırdım" diyorsun. " Hiç senden ayrılmazdım, hep seninle olurdum" diyorsun. işte onun için sana hiç kızamıyorum ya! Bütün isyanım çaresizliklere, bu kahpe imkansızlıklara. bu mesafelere. bu zamana ve bu bizi çepeçevre kuşatan insanlara, onların pis kurallarına, beş para etmez inançlarına. O demir parmaklıklara, ağır kapılara, kalın zincirlere, o merhametsiz, çirkin gardiyanlara rağmen seni seviyorum. Anlatamıyorum....17. MEKTUP